Kayıbız bu aralar biliyorum. İşler, tatil, doktor kontrolleri derken kafam rahat geçemez oldum klavyenin başına. Öyle iki arada bir derede iki satır çiziktirebilen pratik insanlardan da olamadım hiç. İşte şimdi olduğu gibi biriktirip biriktirip yazabiliyorum fırsat buldukça.
Öncelikle yeni bebişten haberler vereyim, oğlumuz gayet sağlıklı görünüyor. Dün de doktorumuzda detaylı ultrason randevumuz vardı. Oldukça kalabalık gittik randevuya ben (doğal olarak), eşim, annem ve Ceylin... Ceylin şimdilik kardeşi için çok sevecen, çok istekli görünüyor. Herşeyini paylaşmaya hazır, kendiliğinden düşünüp planlayıp biberonlarımı da verebilirsiniz, benim yatağımda da yatabilir gibi önerilerle geliyor. Tabi bunlar davulun sesi uzaktan gelirkenki hali bakalim yakindan da ayni hoşlukta gelecekmi? Ben pek sanmıyorum az çok kıskançlık olacaktır haliyle... Bu arada Ceylin kardeşi için şimdiden favori ismini belirledi "Ediz Tuna"... Biz henüz bu konuda yorumda bulunmamış olsak da Ceylin bayağı emin bu ismi sevdiğinden...
Bu arada erkenden yaz tatilimizi de yapıp kürkçü dükkanına döndük biz. Antalya Kemerdeydik 1 hatfa ve inanılmaz güzel geçti. Ceylin çocuk kulubunde harika vakit geçirdi, onlar sayesinde de biz başbaşa kalıp dinlendik, eğlendik, abur cubur kaçamağı yaptık. Ceylin bütün tatil boyunca buzda yatmışcasına öksürmeye devam etti. Etrafımızdakilerin yargılayan ve tenkit eden bakışlarına aldırmadan tatilimizi güzel geçirmeye çalıştık. Bir ara acaba çocuğun boynuna allerjim var ondan öksürüyorum panik yapmayın şeklinde bir bilgilendirme yazısı asmayı da düşünmedim değil :). Zira yabancılardan ziyade Türk anne babaları öyle tedirgin ve ön yargılı davranıyorlardı ki sanki çocuğu zatürre olduğu halde tatile çıkıp keyif çatan ebeveynler gibi görülüyorduk bakışlardan öyle anlaşılıyordu. Oysaki etrafta bizden çok çok daha fazla tehlike saçan Türk anneleri de mevcuttu ama uyarma cesareti gösterebilene pek rastlamadım. Bizi en çok rahatsız edense çocuğuna çocuk havuzundayken meyve ve içecek servisi getiren anne oldu. Bir sürü çocuğun etrafta koşuşturduğu bir yere cam ve porselen kaplarda yiyecek içecek birakıp şezlongunda güneşlenmeye giden hatta kızını da alıp havuz kenarından ayrılan anneye ne demeli bilemiyorum. Benim mantığım almıyor. Kendi çocuğun dikkat etse diğerleri çok ciddi bir kazaya yada yaralanmaya sebep olabilir ki anne olmuş birinin bu duyarlılığı göstermesi beklenir. Oysaki bu anne bununlada yetinmeyip havuz öncesi ve sonrası temizlenilmek için kullanılsın dıye yapılmış olan duşlarda çocuğunun tuvalet ihtiyacını gidermekte de bir sakınca görmüyor. Bir biz mi düşünememiştik acaba diyorum şimdi koştura koştura çocuğu tuvalete yetiştirmeye çalışırken bu "pratik " çözümü.
Tatil dönüşü harıl harıl anaokulu arayışına girdik. Eski okulumuzun servis güzergahının hala daha bize uygun olmayışından dolayı daha yakınlarımızdaki okullara odaklanmak zorunda kaldık. Benim beklentilerimi tam olarak karşılayamasa da evde kalıp sıkılmasındansa yaşıtlarının arasında olmasının faydalı olacağına inanarak diğerlerine nispeten daha iyi durumdaki yakın bir okulda karar kıldık. Geçen hafta öğretmeni ile tanışmaya gittiğinden beri hergün okula gitmek isteyen kızımsa işimizi çok kolaylaştırdır sağolsun. İkinci günden itibaren de servisle gitmek konusunda ısrarcı oldu. Umarım bu istek ve hevesi çabucak geçmez.
Bütün bu güzel şeylerin yanında birde kötü haberim olacak malesef. Sevgili doktorumuz Hülya Sonugür muayenehanelerle ilgili yeni düzenlemeler ve ruhsat alma konusundaki sıkıntılar yüzünden mesleği bırakma kararı almış. Temmuz sonunda kapatıyor muayenehanesini ve malesef bizlere tavsiye edebileceği güvenilir bir isim de veremiyor. Ceylin'in boyunun da beklediği gibi uzamanış olması ise bu duruma tuz biber ekti resmen. Tavsiyesi daha bol yeşillik yemesi ve erken uyuması.
Bizden havadisler şimdilik bu kadar. Tatil fotoğraflarından da eklemek isterdim ama hepsi evdeki bilgisayarda malesef. Belki sonraki yazılarımda yer verebilirim. Hoşçakalın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder