ceylin

Lilypie Kids Birthday tickers Lilypie Kids Birthday tickers

29 Nisan 2011 Cuma

Bu aralar Ceylin boyamaya eskisinden daha fazla ilgi duyuyor. Bende bu ilgisini kaybetmeden eğlenceli birkaç aktivite serpiştiriyorum akşamlarımıza. Önce evde birikmiş Nutella kavanozları ile başladık işe. Niyetim bunları Ceylin'le birlikte boyayıp Ses Kavanozları yapmaktı. Ceylin boyama kısmında elleri boya oluyor diye biraz hık mık etse de hepsini bir guzel bitirdik. Bu süreci fotoğraflayamadım zira ellerim nerdeyse bileklerime kadar boyaya bulanmıştı ve Ceylin böyle aktiviteleri beraber yapmadığımızda çok çabuk sıkılıyor. Bende boşverdim fotoğraf çekme işini ve kavanozuma konsantre oldum. Böylece Ceylin'in ilgi süreside uzamış oldu. Gerçi daha sonradan gördük ki her boya cam için uygun olmuyormuş. Kuruduktan sonra kabarıp döküldüler ama neyseki Ceylin bunu sorun etmedi. Şimdi aynını cam boyası ile deneyeceğiz. Sonra içlerine ikişerli setler halinde değişik malzemeler (fasulye, mercimek,pirinç v.b.)  koyup eşleştirme yapacağız. Bittikten sonra fotoğraflarını eklerim tabi istediğim gibi olurlarsa :)

Dün akşam da daha önce doğadan topladığımız irili ufaklı taşlarımızı ve jenga parçaları Ceylin'in seçtiği boyalarla renklendirdik. Bunu da fotoğraflayamadım çünkü bunlarla uğraşırken epeyce bir zaman geçirmişiz. Belki akşam eve gittiğimde görüntüleyebilirim hem kurumuş da olurlar. Yaz geldiğinde bu tür boyama çalışmalarını balkon duvarımızda da uygulamayı planlıyorum. Hayatımıza biraz renk gelsin dimi ama :)

19 Nisan 2011 Salı

Bir Melek Duası...

"Allah'ım bebekleri hiç öldürme,
Kötü adamlar yapma,
Kötü adamları kimsenin bulamayacağı bir ormana götür,
Allah'ım sen bizi koru,
Kimsenin zarar vermesine izin verme"

12 Nisan 2011 Salı

İhmalkarım...

Bu aralar bloğum gibi hayatımdaki diğer şeyleri de fazlasıyla ihmal etmiş durumdayım. Yazayım istiyorum ama ne yazsam, ne anlatsam bilemiyorum. Çünkü bu aralar hayatımda bir durağanlık bir dinginlik söz konusu. Şöyle ki evde nerdeyse sadece zaruri işleri yapıyorum ki hayatta kalabilelim. Ceylin ile nerdeyse yapmak istediklerimin nerdeyse %90'ını yapamıyorum çünkü buna yetecek enerjiyi kendimde bulamıyorum. Ofiste neyseki biraz toparlıyorum kendimi ama akşama kadar pilim bitmiş oluyor. Sağolsun eşim çok yardımcı evde bana. Hele son zamanlarda yetişemediğim ne varsa yardım etmeye çalışıyor. O da olmasa işim çok zor.

Bu yeni bebiş beni ilk hamileliğimden daha fazla zorluyor. Mide rahatsızlıklarım zaman zaman beni bezdiriyor. Şimdilik bulantılarım yok ama mide yanmaları ve ekşimeleri yemek yemekten soğuttu resmen. Birde son günlerde sağ bileğimde hafi bir ağrı var. Umarım korktuğum gibi karpal tünel belirtisi değildir. Ceylin ise bu aralar tam bir anne aşığı oldu çıktı. Dün gece beraber uyumaya çalışırken yanaklarımı öyle mıncırdı ki yeter artık kızım demek zorunda kaldım. Elimi, kolumu, kulağımı nerem denk gelirse öpüp duruyor. Bal çıkıyormuş benden öyle diyor. 7 ay sonra benden bal mı çıkıyor, zehir mi hep beraber göreceğiz bakalım. Henüz kardeşinden haberi yok. Erkenden söyleyip sabırsızlandırmak ve ilk dönem şikayetlerimden bebeğin sorumlu olduğunu düşündürmek istemedik.

Son haftalarda Ceylin'le evde hemen hemen hiç yeni bir aktivite yapamadık. Genellikle onun oyunlarına dahil olmakla sınırlı kaldı yaptıklarımız. Son günlerin en favori oyunu komşuculuk, annecilik türü evcilik oyunları ve saklambaç. Bu konuda vicdanım beni hiç rahat bırakmıyor.

Sürpriz meleğe gelirsek aslında doktorum ilk kontrolden 3 hafta sonra çağırmıştı ama nasıl olsa 11. haftada ikili test için gitmemiz gerektiği için randevuyu ona göre erteledik. İkinci seferde insan daha sakin ve relax oluyor, iç güdülerine daha fazla güveniyor sanırım.